Lübnan’daki Şii alimlerden ve Hizbullah örgütünün ilk genel sekreteri Şeyh Subhi Tufeyli, Suriye’nin İdlib bölgesindeki gelişmeler ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) başlattığı Bahar Kalkanı Harekatı’nı AA’ya değerlendirdi.
Türkiye için İdlib’de zafere imza atmaktan başka seçenek kalmadığına işaret eden Tufeyli, “Türkiye, İdlib’den çıksaydı sorunları kendi topraklarına çekmiş olacaktı. Türkiye, İdlib’den çıkması durumunda oradaki milyonlarca savunmasız Suriyeliyi de topraklarında kabul etmek zorunda kalacak. Türkiye, bunun sonucunda masum siviller arasında parayla suç işleyen çok sayıda örgütün de eylemlerine maruz kalabilir.” değerlendirmesini yaptı.
İRAN’IN SURİYE VE BÖLGE POLİTİKASI
Tufeyli, İran’ın bölgesel politikalarına da değinerek, Suriye’ye yönelik tutumunu Lübnan ve Irak’ta da uyguladığını vurguladı.
“Tahran yönetiminin Suriye’deki politikası, bedeli ne olursa olsun, katil Beşşar Esed iktidarını korumaktır. İran bunu, Suriye halkının göç ve katliam yoluyla yok olmasına ve haçlı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ülkeyi ele geçirmesi pahasına sürdürüyor.” ifadelerini kullanan Tufeyli, Putin’in, ABD Başkanı Donald Trump’ın tutarsız, zayıf rolünü ve Beyaz Saray’daki politik kaosu fırsata dönüştürerek İdlib bölgesini ele geçirmeye çalıştığını söyledi.
Tufeyli, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ne yönelik tüm anlaşmaları ihlal eden yoğun saldırıların, Türkiye’yi “teslim olmaya” ve Suriye’den çıkmaya zorlamayı hedeflediğinin altını çizdi.
TÜRKİYE’NİN KARARLI DURUŞU
Türkiye’nin kararlı duruşundan sonra Putin’in geri adım atma ve Soçi mutabakatına bağlı kalmanın dışında seçeneği olmadığını ifade eden Tufeyli, şöyle devam etti:
“İnsaflı olan herkes, Türkiye’nin kararlı duruşu, basiretli öngörüsü ve başkalarının mümkün görmediği başarıları sağlayan gücüyle, her türlü saygıyı hak ettiğini görür. Türkiye aynı zamanda başkalarına, kazanımlarına saygı duyma konusunda dayatmalarda bulunabilir.”
Güçsüzlük bahaneleriyle Batı’ya özenen Arap yöneticilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı örnek almaları temennisinde bulunan Tufeyli, “Erdoğan’ın hikmetiyle güçsüzlükten güç çıkarabildiğine” işaret etti.
Tufeyli, Suriye krizi başladığında mezhepçi radikal gençlerin, İran basın organlarının propagandasıyla Suriye’ye bazı köy ve türbeleri koruma düşüncesiyle gittiğini söyledi.
“Bugün ise durum tamamen değişmiştir. Artık dini duygularıyla aldatıldığını anlayan ve İranlı siyasetçilere başkaldıran bir kesim var. Lübnan ve Irak’taki gösteriler de bunun en açık örnekleridir.” tespitini yapan Tufeyli, İran’ın, yıkıcı siyasetinden ötürü yakın zamanda Şiilik liderliğini kaybedeceğini savundu.
Tufeyli, Beşşar Esed rejimi ordusuna dair ise şunları kaydetti:
“Esed ordusu ve Tahran’ın paralı askerleri, Rusya’nın talimatları olmadan yerlerinden kımıldamazlar. Bir süredir Suriye’deki her şey Rusların kontrolüne geçmiş durumda. Rusların zaman zaman kayıtsız kaldığını görmek aldatmadan başka bir şey değildir.”
Lübnanlı Şii alim Tufeyli, Hizbullah örgütünün Suriye’den çekilme ihtimaline ilişkin ise “Hizbullah’ın Tahran ile birlikte Suriye’den çekilmesi ve haçlı Rus ordusunun da topraklarımızdan kovulmasının ardından Suriye halkının topraklarında özgürce yaşaması hepimizin temennisidir.” diye konuştu.
Lübnan merkezli Hizbullah örgütünün kurucularından ve ilk genel sekreteri olan Şii din alimi Şeyh Tufeyli, 1988’de İsrail ve ABD’nin düzenlediğinden şüphelenilen bir suikast girişiminden kurtuldu.
Tufeyli, 1992’de Hizbullah’ın genel seçimde yer almasıyla ilgili bir tartışma sonucunda örgütle yollarını ayırma kararı aldı.
Abone Ol
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.