Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden canlı bağlantıyla katıldığı Rıza Kayaalp Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen AK Parti Yozgat 7. Olağan İl Kongresi’nde konuşan Ünal, muhalefeti eleştirdi. (Muhalefetin) millet ve milletin iradesi ile kavgalı olduklarını belirten Ünal, “Bunlar milletin kendilerini iktidar yapmayacağını bildikleri için milletle mücadelelerine ve milletinin iradesinin temsilcisi olan siyasetle mücadeleye devam edeceklerdir. O yüzden hala vesayet aklıyla düşünüyorlar. Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıymış. Cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı hukûkidir, siyasi değildir. Siyasi olarak mücadele etmiş, milletin önüne çıkmış, milletten oy almış, siyaset yapmış bir Cumhurbaşkanı, millet iradesini temsil ediyor demektir. Dolayısıyla bunlar siyasi olarak tarafsız Cumhurbaşkanı isteyerek aslında ne istiyorlar? Geçmişte vesayetin sigortası durumunda olan Cmhurbaşkanları vardı ya, Süleyman Demirel diyor ki; 28 şubatla ilgili boyun eğmek zorundaydım. Neden? Çünkü telefon ettiler, tankları çıkarıyoruz dediler ben de 28 Şubat’a razı olmak durumunda kaldım diyor. Biz böyle bir Cumhurbaşkanı istemiyoruz, biz milletin emanetini ölümüne savunan bir Cumhurbaşkanı istiyoruz.” dedi. Siyasi partilerin milletin iradesini sandıkta emanet olarak alıp devlet yönetimine yansıtan kurumlar olduğunu vurgulayan Ünal, “O yüzden siyasi partiler kıymetlidir. Siyasi partiyi kıymetli yapan, millet iradesinin taşıyıcısı olmasıdır. O yüzden siyaset çok kıymetlidir. Burada bulunan AK Parti siyasetinin temsilcisi olarak sizlerin yaptığı iş büyük bir kıymete haizdir. Çünkü sizler millet iradesinin emanetini taşıyorsunuz. O yüzden kongre kıymetlidir. Bugün AK Parti siyasetinin Yozgat’ta temsiliyetini belirliyoruz. Aynı zamanda kongreler bir demokrasi şölenidir. Çünkü siyaset demokratik olduğu zaman bir kıymet ifade eder.” ifadelerini kullandı. Ünal, siyaseti bulaşık olarak görenlerin, devleti siyasetin değil, vesayetçilerin yönetmesini isteyenlerin olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanımızla ilgili vesayet aklı ile düşünenler şöyle diyorlar, ‘Partili Cumhurbaşkanı olur mu?’ Siyasi partiler, millet iradesinin temsilcisi ise millet iradesinin devlet yönetimine yansıtılması siyaset eli ile oluyorsa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin duvarında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazıyorsa devlet ile ilgili kararları alması gereken kimdir, milletin seçtikleridir. Onların kafasında eski vesayet ve eski parlamenter sitem olduğu için, onların kafasında vesayet üreten yeri geldiğinde darbe yapan, yeri geldiğinde orduyla, yargıyla, medya ile millet iradesini alaşağı etmeye alıştıkları için millet iradesinin temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti siyasetinin devleti yönetmesinden rahatsızlar. Peki soruyoruz, milletin seçtikleri yönetmeyecek, bu devleti kim yönetecek? Bu devleti bu milletin iradesi yönetecek. Bu devleti bu milletin seçtikleri yönetecek. Bu milleti yurtdışından talimat alanlar değil, bizatihi milletin kendisi yönetecek. Burada bulunmamızın amacı bu milletin iradesine sahip çıkma mücadelesidir. Milletin iradesini egemen kılma mücadelesidir.”
Ünal, siyasetçinin iktidar olmak isteyeceğini, millet ile hareket edeceğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Siyasetçi milletin iradesini emanet almaya taliptir. Bunların iktidar olmaya, milletin emanetini almaya niyetleri olsa kendilerine oy vermediği için çiftçiye, öğretmene, sanatçıya, gazeteciye, herkese hakaret ederler mi? Herkesi ve her şeyi gayrimeşru ilan edeler mi? Cumhurbaşkanı gayrimeşru, anayasa gayrimeşru, hakimler gayrimeşru, bu gayrimeşruluk tartışmalarının amacı sizin oluşturduğunuz meşruiyeti gayrimeşru ilan ederek, anti siyaset yapmaktır. Anti siyasetin amacı demokrasiye müdahale zemini oluşturmaktır.”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, yüzer iskeleye Yunan komutanı Agamemnon’un adını vermesini eleştiren Ünal, şöyle devam etti:
“Sabah bir haber okudum. Haberde CHP’nin İzmir’deki belediye başkanı bir vapur iskelesine Truva savaşında Truvalılara karşı savaşan bir komutanın adını, Agememnon’un ismi verilmiş, ‘Bundan neden rahatsızlık duyuyorlar, bu ruh halini anlamıyorum’ diyor. Şimdi bakın bu, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin belediye başkanı. Peki Mustafa Kemal Atatürk ne diyor, ‘Biz Çanakkale’de Truva’nın intikamını aldık’ diyor. İşte bu coğrafyanın oluşturduğu tarih şuurudur. Bir tarafta Truva’nın intikamını aldık diyen Mustafa Kemal Atatürk tarih ve coğrafya şuuruyla, öbür tarafta onun partisinin belediye başkanı Truvalılara karşı savaşan bir komutanın isminden neden rahatsızlık duydular diyecek kadar bırakın Türk İslam tarihini bu toprakların tarihinden bile kopmuş.”