İdlib’le ilgili son dakika açıklamalar: Türkiye tüm seçenekleri kullanmadı

İdlib’de 33 askerimizin şehit olduğu saldırının ardından TSK’nın başlattığı operasyonlar sürüyor. Ancak Rusya’nın Esed’i desteklemek için hava sahasını kapatması, Türkiye’ye operasyonda zorluk yaşatıyor. Güvenlik uzmanları, hava sahasının açılmasının önemine dikkati çekiyor. 

 

Güvenlik ve Strateji Uzmanı İbrahim Keleş:

Bizim İdlib’de bulunuşumuz bir gerekçeye dayanıyor. Astana ve Soçi süreçlerinin neticesinde biz oradayız. Yapılan anlaşmalarda Türkiye çizilen sınırları korumaya çalışıyor. İçeride Türkiye, dışarıda Rusya birlikte hareket etmeleri gerekiyordu. Ancak maalesef, Türkiye samimiyetini ortaya koyarken Rusya’dan bu samimiyeti göremedik. Hatta Rusya düşmanca davranmaya başladı.

Dün gerçekleşen saldırıda Rusya her ne kadar benim bilgim dışındaydı diye topu taca atmaya çalışsa da biz biliyoruz ki Rusya’nın izni olmadan orada yaprak kıpırdayamaz. O nedenle burada birinci derece sorumlu Rusya’dır. 

Rusya ve Amerika’ya baktığımızda net bir tablo çıkıyor karşımıza: Türkiye, yine kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda. 

“TÜRKİYE TÜM SEÇENEKLERİ KULLANMADI”

Türkiye elindeki tüm seçenekleri kullanmış değil. 760 bin metrekareye sıkışmış, ordusu olan bir ülke olarak sınırlandırmasınlar. Türkiye’nin nüfuzu sınırlarının çok çok ötesindedir. Türkiye burada gerektiğinde o nüfuzunu da kullanabilir. Rusya da güçlü bir devlettir ama Türkiye’nin nüfuzunu da herkes dikkate almak durumundadır. 

“AYNISINI AFRİN VE FIRAT KALKANI’NDA YAPTIK”

Genelkurmay İstihbarat Eski Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin şunları söyledi: 

İnsansız hava araçlarını vurmak daha zor. ANKA düştü bir tane. Onun dışında vurmak daha zor. Türkiye, hem irtifa olarak daha alçaktan uçuyor. Böyle olunca çok fazla onlar üzerinde etkili olacaklarını sanmıyorum. Ama Türkiye en azından İHA’ları uçurmak zorunda. 

Ama ben F-16’ların uçtuğunu zannetmiyorum, çünkü düşürme ihtimali olabilir. 
Hava sahası açılırsa biz de uçak uçurabiliriz rejim de uçurabilir. Hem rejim uçaklarını önlemiş oluruz hem de karada harekat yapan birliklerimize destek sağlayabiliriz. Bu da karşı tarafın sindirilmesi, bizim kara birliklerimizin süratle ilerlemesi anlamına gelir. Ve bu da harekatın kısa sürede bitmesi anlamına gelir. Bunu daha önce Afrin’da yaptık. Fırat Kalkanı’nda da yaptık. 

Peki hava sahasını nasıl açacağız? Rusya ile bunu yapmamız mümkün değil. Bu konuda Amerika bize yardım edebilir. Elindeki elektronik imkanlarla bölgedeki radarları köreltebilir. 

Türkiye’nin ne Amerika’ya ne Rusya’ya güvenmesi gerekiyor. Kendi göbeğimizi kesmek durumundayız. 

Bu saldırılarla hem Türkiye Cumhuriyeti hem de Cumhurbaşkanı hedef alınıyor. Milli konularda birlik beraberliğimizi bozmadan tek yumruk olarak devam etmeliyiz. 

“PUTİN GÜNÜ KURTARMAYA ÇALIŞACAK”

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Toğrul İsmayıl ise şu açıklamaları yaptı:

Rusya şunu da bekliyordu belki, bu eski yöntemlerden biridir. Türkiye Rusya’ya göre açık bir toplum. Biz şehitlerimizin sayısını açıklıyoruz, saklamıyoruz. Genelde Rusya kaç kaybı olduğunu açıklamıyor. Ciddi kapalı bir toplum. Propaganda çok ciddi çalışıyor. Tabii ki beklenti şuydu: Türkiye bu kadar şehit vermekle içeride tepki olarak bir kaos olacak, Cumhurbaşkanı’na tepki olacak, Türkiye geri adım atar mı düşüncesi vardı. Bu yanlış bir hesaplamadır. 

Son dönemlerde Putin’in çevresi ciddi şekilde Ermeni ve Yahudi lobisi tarafından çevrilmiştir. Onlar da çoğu zaman siyaseti subjektif şekilde yürütmeye ve Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri başka yöne yönlendirmeye çalışıyorlar. Ama dediğim gibi şu anda taş kayaya rastladı. Türkiye daha önce barıştan yana olan tavrının aksine tam tersi bir tavır sergileyerek istediğini açık ve net bir şekilde ortaya koyduğu için bazı şeyler kaçınılmazdır. 

Türkiye Rusya’nın kendi silahını onun elinden alarak şu anda Rusya’yı güç yoluyla barışa ikna etmeye çalışacak. 

Putin sonunda bambaşka bir açıklama yaparak günü kurtarmaya çalışacaktır.